AUTOMATIC TRANSLATION OF OUR BLOG INTO YOUR LANGUAGE BY GOOGLE TRANSLATE:

Turkish English German Dutch Swedish Danish French Italian Russian Spanish Portuguese Arabic

25 Ιουλ 2017

Τουριστική προβολή της Σάμου σε μεγάλη τουρκική εφημερίδα


Στην προβολή της Σάμου στη μεγάλη τουριστική αγορά της Τουρκίας συμβάλλει το πρόσφατο δημοσίευμα της δημοσιογράφου Duygu Leloglu με τίτλο "Η αρμονία του πράσινου και του μπλε" στην μεγάλης κυκλοφορίας τουρκική εφημερίδα Sabah (Türkçe için, buraya tıklayın ve aşağı kaydırın).

Η δημοσιογράφος, μαζί με τον συνάδελφό της Hakan Turpcu, φιλοξενήθηκαν πριν από λίγες μέρες στο νησί, στο πλαίσιο ενός ταξιδιού εξοικείωσης (press trip) που διοργάνωσαν η Περιφερειακή Ενότητα Σάμου, σε συνεργασία με το τμήμα του Ε.Ο.Τ στην Τουρκία, με απώτερο σκοπό την προβολή των εναλλακτικών μορφών τουρισμού, αλλά και την ενίσχυση της ροής των Τούρκων τουριστών στο νησί, το οποίο αποτελεί ιδιαίτερα δημοφιλή προορισμό  για την τούρκικη τουριστική αγορά. 

Ο Αντιπεριφερειάρχης Σάμου, Νίκος Κατρακάζος ανάμεσα στην Duygu Leloglu και τον Hakan Turpcu, δημοσιογράφους της μεγάλης τουρκικής εφημερίδας Sabah

Türkçe:

Yeşil ile mavinin uyumu Sisam


Hayatınızda görebileceğiniz en berrak denizde kulaç attıktan sonra yemyeşil ormanlarında maceraya atılabileceğiniz, şelalelerinde tırmanış yaptıktan sonra at sırtında bir sonraki ıssız plaja gidebileceğiniz bir ada Sisam. Üstelik neredeyse bir adım uzağımızda

"Sisam, bütün dünyayı temsil eden büyük bir bulmaca. Her köşede, her 500 metrede farklı bir yerin izlerini taşıyor." Sisamlı Dimitri, yaşadığı adayı bu sözlerle tanımlıyor. Gerçekten de dört gün süren Sisam turumuzda bu sözlerin ne anlama geldiğini biz de deneyimledik. Kuzey Ege'nin serin sularında kulaç attığımız ada, şelalelerinden tırmandırmandığımızda Amazon jungle'ına dönüşüverdi. Kuşadası'na neredeyse bir adım mesafesinde bulunan Sisam, Yunan Adaları'nın belki de en yeşili ve en sulağı olduğu için bereketli toprakları ile diğerlerinden ayrılıyor. Yunanistan'ın Osmanlı'dan aldığı en son ada olan Sisam'da bazı köylerin adları bile Türkçe'den geliyor. 

Dört günlük turumuzda bize hem şoförlük hem de çevirmenlik yapan Manolis sayesinde adanın en güzel plajlarına da gittik... Adriana'nın atlarına binip gezinin sonundaki ıssız plajda atlarla birlikte de yüzdük... Adrenalin meraklılarının gittiği jungle'daki kayalara, şelalelere halatlarla tırmandık. Köyleri arşınladık. Bu arada Sisam'ın en güzel lezzet noktalarına uğramayı da ihmal etmedik. İşte Sisam izlenimleri...

ADINI KARLIOVA'DAN ALAN KASABA

Kaldığımız, adı Bingöl'deki Karlıova'dan geldiği söylenen Karlovassi kasabasından doğru yola çıktıktan bir müddet sonra, araba ile yukarı doğru tırmanırken karşımıza sağlı sollu ağaçların yukarıda birbirleriyle birleşerek gökyüzünü kapattığı bir orman yolu belirdi. Kıvrım kıvrım yukarı tırmanan yol bizi sonunda turistlerin adadaki en önemli durağı olan Manolates'e götürdü. Bu dağ köyü adadaki ilk durağımız. Köyde zaman durmuş. Sadece cırcır böceklerinin sesi duyuluyor, Köyü bir baştan diğerine üç dakikada bitiriveriyorsunuz. Burada turistler için kalacak yer çok az olduğu için çoğunlukla günübirlik turlar için tercih ediliyor. Bu köyün en önemli özelliği ise neredeyse yerli halkın tamamının seramik yapımı ile ilgilenmesi. Sokakta yürürken her adımda seramik dükkanları dikkatimizi çekti. Biz de ilk önümüze çıkan seramik dükkanına girdik, sahibi ve seramik ustası Yorgos Türk olduğumuzu anlayınca, 'merhaba' diye selam verdi. Meğer büyükbabası Kayseriliymiş. Ordan buraya göçmüşler. Köydeki dükkanların hepsinde en fazla dikkatimizi çeken Sisamlı matematikçi ve filozof olan Pisagor'un adalet kupasıydı. Bu kupa adanın da sembolü niteliğinde.
Rüya gibi plajlar

Sisam'ın denizi Temmuz ayında serince, plajları ise birkaçı dışında çakıl taşlı. Bununla birlikte su o kadar temiz ve berrak ki insan hiç çıkmak istemiyor. Rüzgarın yönüne göre adanın farklı noktaları dalgalı olabiliyor. İşte önemli plajları:
Limnionas: Adanın güneybatısında bulunan bu kumlu plaj, favorimiz oldu. Küçük ve sakin bir koy arayanların mutlaka gitmesi gereken bir koy. Şezlonglar paralı.
Psili Ammos (Golden Sand veya Altın Kum): Adanın yine güneybatısında, Limnionas koyuna beş dakika mesafedeki bu koyun en önemli özelliği ince kumu. Adanın en ünlü plajı olarak biliniyor. Limnionas'a göre biraz daha büyük ve kalabalık bir koy. Suyu ise biraz daha sıcak. Hemen gerisindeki büyükçe tavernada yemek yemek mümkün. Burayı da çok beğendik.
Gagou: Sisam'daki Vathi Limanı'na geldiyseniz hemen yakındaki bu plaja gidebilirsiniz. Minik bir koy ve pırıl pırıl bir deniz. Küçük bir taverna da var. Şezlonglar ücretli.
Livadaki: Vathi şehir merkezinden yaklaşık 15 dakika süren bu koy iki tepe arasına sıkışmış korunalı küçük bir plaj. Deniz önce çakıl taşı sonra kuma dönüşüyor. Denizi önce sığ, sonradan derinleşiyor. Biz gittiğimizde korunaklı olmasına rağmen biraz dalga ve rüzgar vardı.
Tsabou, Tsamadou ve Lemonakia: Adanın kuzeyinde bulunan bu yanyana üç plaj adanın en çok tercih edilen plajları arasında bulunuyor. Deniz'i çakıl taşlı. Plajlara gidebilmek için arabayı yol kenarında bırakıp aşağı koya doğru yürümek gerekiyor. Bu plajları tercih edenler genellikle akşamları en yakında bulunan Kokkari kasabasında konaklıyorlar.
Büyük ve Küçük Şeytan: Bu iki plaja Karlovassi'den kalkan teknelerle 20 dakikada ulaşmak mümkün. Ya da Potami'den yürüyerek 30 dakikada Küçük Şeytan'a, 1 saatte ise Büyük Şeytan'a ulaşabilirsiniz. Fok balıklarının uğrak yeri olduğu için ulusal park ilan edilen koya kara yolu ile ulaşım imkanı bulunmuyor. Yürümeye karar verirseniz yürüme ayakkabısı ve bol su ile yola çıkın. Bu koylardaki deniz suyu, denizin nehir suyu ile karışması nedeniyle diğer koylar kadar tuzlu değil. Bu koylara gidenler hayran kalıyor!
Adanın sembolü Pisagor

Sayıların babası olarak bilinen Sisam doğumlu ünlü matematikçi ve filozof Pisagor, adanın aynı zamanda simgesi. Özellikle Alman matematikçiler, adı verdiği Pisagor (Pyhtagorio) kasabasındaki heykelini görmeye geliyorlar. Limanın en ucunda dik üçgeni tamamlayan Pisagor heykelini görmeden gitmeyin.



ATLARLA PİKNİK

Adriani ve Yorgo çiftinin at çiftliği, adada turistlere binicilik imkanı sunan tek çiftlik. Googla'a "horse riding Samos" yazdığınızda direkt internet ve facebook sayfaları karşınıza çıkıyor. Sabahları atlarla gezinti, piknik ve yüzme içerisinde toplam dört saatlik bir at turu yapabilirsiniz. Ya da öğleden sonraları da binicilik dersi alabilirsiniz. O programda da daha çok dağlarda dolaşıyorlar. Biz sabah programını seçtik. Samos'a 4 km uzaklıktaki Vlamari kasabası yakınlarında bulunan çiftliğe gittik. Yorgo ile birlikte bir saatlik nefis bir gezinti yaptık. Bir saatin sonunda yamacın altında müthiş bir koya geldik. Mikri Laka adını verdikleri bu koya araba ile gelmenin yolu yok. Küçük bir patika yolundan at üstünde veya deniz yoluyla ulaşmak mümkün. Koya varıp atları bağladıktan sonra sandviçlerimizi yedik ve sıra atlarla birlikte yüzmeye geldi. Bir buçuk saatin sonunda tekrar geldiğimiz yerden geri döndük.



ADRENALİN MERAKLILARINA

Adrenalin meraklıları için olmazsa olmaz bir parkur da Potami bölgesinde bulunan şelalelerde yürüyüş ve tırmanış yapmak. Amazona benzer o jungle'da kayalara tırmak için kendinize güveniyorsanız bile mutlaka yanınızda bir rehberiniz olsun. Turistlerin çoğunluğu o şelalere tırmanamadıkları için geri dönüyorlar. Rehber ise tekniğini gösteriyor. Bu arada bir saat süren o mecarada kimi zaman soğuk suyun içinde yürümek, kimi zaman yüzmek ve ikisi halatlarla olmak üzere üç ayrı şelaleye tırmanmak gerekiyor. Biz rehberimiz David sayesinde bu parkuru da başarı ile geçtik. Ancak David bize bunun daha başlangıç seviyesi olduğunu söyledi. Asıl zor olan parkur Büyük ve Küçük Şeytan adı verilen plajların arkasında bulunan kanyonlara tırmanmak. Bu deneyimi profesyoneller yaşıyor.

BUNLARI NOT EDİN

Sisam'da bu yıl Türk turistlerin sayısında inanılmaz artış yaşanıyor. Sisam Valisi Nikolaos Katrakazos bize 2016'de toplam 35 bin Türk turisti ağırladıklarını, bu yılın sadece Haziran ayında ise bu rakamın yüzde 217 oranında arttığını söyledi. Bunu, "Sakız, Midilli gibi adalardan sıkıldılar. Samos'ı keşfetmeye başladılar" diye açıkladı. Bunun bir diğer nedeni ise Seferihisar-Karlovassi arasında geçen yıl başlayan ek feribot seferleri. Ada sadece Türk değil, Avrupa'nın değişik yelerden yabancı turist akınına uğruyor.
Sisam Valisi çok yakında adadaki tabelaların yerini dijital tabelaların alacağını da söyledi. Tabeladaki QR kodlar cep telefonları ile okunabilecek.
Her gün Türkiye'den Sisam'a feribot seferi var. Kuşadası'ndan Vathi ve Pisagor Limanı'na iki ayrı sefer var. Seferihisar-Karlovassi arasında da aynı şekilde düzenli seferler var. Yolculuk 90 dakika sürüyor.
At çiftliği olan Adriani enteresan bir anekdot paylaştı. Eskiden adada hiç eşek yokmuş. Bunun üzerine Sisamlılar geceleri Türk tarafından eşekleri gizlice gizlice getirmeye başlamışlar. Türkiye'den gizlice eşek getirenlerden biri de geçen yıl 100 yaşında ölen Yorgo dedesiymiş.
Adada yaban domuzları da yokmuş. Birkaç yıl önce bir çift domuz Türk tarafından yüzerek Sisam'a ulaşmış. Bu olayın ardından birden adada yaban domuzları görülmeye başlanmış.
Samos'a gelince mutlaka araba ya da motosiklet kiralamak gerekiyor. Böylece adayı iyi keşfetme olanağını bulabilirsiniz.
Pek çok kişi tarafından dünyanın sekizinci harikası olarak kabul edilen 1036 metre uzunluğunda, restorasyonu daha geçen ay tamamlanan Eupalinos Tüneli adada görülmesi gereken yerlerin başında yer alıyor. M.Ö. 6.y.y'ın en önemli teknik başarılarından olan iki ucu keskin bu tünel, Pisagor'a 2 kilometre mesafede ve tarihi Polykrates kadar uzanıyor. Yapılış amacı eski Sisam kentine su sağlamakmış.
Sisam'ın mutfağı ayrı bir başlıkta değerlendirilmesi gereken bir zenginlik. Adanın en güzel lezzet duraklarında bir gastronomi turuna çıktık. Birbirinden başarılı yerel şeflerin özel tarifleri eşliğinde Sisam lezzet turumuzu önümüzdeki hafta okuyacaksınız...

Kaynak: Sabah Gazetesi